Ünal TANIK'ýn röportajý
Antalya'da 29 Mart'ta alýnan seçim sonucu, yalnýz Antalya'da deðil, Türkiye'nin her bölgesinde ve hemen her kesiminde þaþkýnlýk yarattý. Banko favori gösterilen AK Parti adayý Menderes Türel seçimi kaybetti, partisinin bile neredeyse bir aday göstermiþ olmak için aday yaptýðý isim olan Prof. Mustafa Akaydýn seçildi. Bu büyük sürprizin ardýnda ise ön plana çýkmayý pek sevmeyen bir isim vardý. O geri plandaki isim, oyu yüzde 30'larda görünen Mustafa Akaydýn'ýn kolundan tutup zafere ulaþtýrdý.
Ýlyas Baþsoy Fayda'nýn baþýndaki isim. Baþsoy, ?Fayda Reklam Ajansý? denmesine pek sýcak bakmýyor. Yalnýzca ?Fayda? denmesinden yana. Antalya zaferinin ardýndaki isim olan Ýlyas Baþsoy ile yürütülen seçim kampanlasýnýn temel esaslarýný konuþtuk.
- Antalya'da CHP'nin baþarýsýnýn arkasýndaki isim olarak biliniyorsunuz. Þunu sormak istiyorum. Antalya AK Parti adayý ve Belediye Baþkaný da olan Menderes Türel, çok güçlü görünüyordu. Yapýlan bütün kamuoyu araþtýrmalarý açýk ara onun kazanacaðýný gösteriyordu. Antalya ile ilgilenmek sizi korkutmadý mý?
- Ben reklamcýyým. Reklamcýlýkta bir kural var. Yaptýðýnýz her iþ reklam verenin vizyonu ile sýnýrlýdýr. Bazen çok güzel fikirler bulursunuz. Ama bunlar reklamverenden geçmez. Reklamcý telif eser üretmez, onay sonrasý devreye girecek olan materyal üretir.
Biz ajans olarak çok güzel bir çalýþma yaptýk. Bizim þansýmýz, Mustafa Akaydýn'ýn vermiþ olduðu vizyon idi. Bu CHP'nin ötesinde bir þey idi. Kendisi bir alanda uzman idi. ?Ýletiþimin uzmanlarý da bu insanlar? dedi ve bize güvendi. Bizim önümüzü açtý. Bizi orada korudu.
- Sizi kime karþý korudu?
- Herþey dýþardan göründüðü gibi deðil. dýþarýda ngöründüðünden farklý resimler oldu. Kimi zaman parti içindeki yaklaþýmlara göðüs germek durumunda kaldýk.
Ben Mustafa Akaydýn'ý seçimden 3 ay önce tanýdým. O dönemde Menderes Türel'in oy oraný araþtýrmalarda yüzde 60'ýn üzerinde görünüyordu. Kesinlikle kazanacak aday olarak görülüyordu. Hatta Kayseri ve Antalya AK Parti'nin medar-ý iftiharý olarak ilk açýklanan illerinden biri idi. En kesin yerlerden birisi olarak telaffuz ediliyordu. Böyle bir atmosferde ben Antalya'ya geldim.
Mustafa Bey ile ortak bir arkadaþýmýz vardý. Doç. Çetin Balaniye. Onun önermesiyle buluþtuk. Hoca'ya (Mustafa Akaydýn) ?Hocam, Ýstanbul'dan böyle böyle arkadaþým var. Bir görüþün? demiþ. Hoca'nýn eþinin muayenehanesinde buluþtuk. Çetin ben ve Ýhsan Aktaþ birlikte asker arkadaþýyýz.
Ben o görüþmeden sonra Antalya'nýn sokaklarýný dolaþtým bir süre. Çünkü Antalya'yý hiç tanýmýyordum. Konuþtuðum hemen herkes, ?Burada AK Parti kazanýr, Menderes Türel kazanýr? diyordu. Dolmuþçular, taksiciler, otobüsçüler iþyeri sahipleri? Hemen Herkes.
Genelde söylenen þu idi, ?Beðenmeyebiliriz. Çok olumsuz þeyler de yaþadýk. Özellikle metro inþaatýnda. Ama artýk onlar bitti. Artýk bundan sonra onun meyvelerini yeme dönemi? diye bir hava vardý.
Bazýlarý da þunu diyordu: ?Ben CHP'liyim ama AK Parti adayýna vereceðim. Çünkü Ankara Antalya'ya para pompalýyor. Baykal'a inat yatýrýmlara aðýrlýk veriyorlar. Biz sevsek de sevmesek de Menderes Türel'e oy vereceðiz.?
KAFALARDAKÝ HOCA ÝMAJINDAN FARKLI ÝDÝ
- Ýþte sizi korkutmadý mý derken ben de bunu soruyorum. Bu tablodan ürkmediniz mi? ?Aman Allahým ben buna karþý ne yapabilirim? demediniz mi?
- Beni korkutmadý. Çünkü en fazla 3 ayýmý kaybetmiþ olurdum.
- Ama kaybettiðiniz yalnýzca 3 ayýnýz olmazdý. Bir reklamcý için kampanya kabeytmiþ biri olarak anýlmak güzel bir þey olmas gerek.
- Evet, bizim iþimiz teknik direktörlük gibidir. Kazanýrsa oyuncular kazanýr, kaybederse teknik direktör kaybeder. Korkuttu tabii. Ama o korku bizi engellemedi. Ben biraz da Hoca'yý sevdim. Kafamda farklý bir Hoca vardý.
- Kafanýzda nasýl bir Mustafa Akaydýn imajý vardý? Tanýdýktan sonra bu nasýl bir þekle dönüþtü?
- Ben daha sert, daha seküler birini bulacaðýmý düþünüyordum. Yýllardýr iletiþim yaptýk biz. Derya gibi bir adam gördüm. Hiç dýþardan göründüðü gibi, ya da resmedildiði gibi bir adam deðil. Tam bu ülkenin insaný. Biz þöyle bir tanýmlama yaptýk. Bu Hoca'nýn da çok hoþuna gitti.
Bülent Ecevit gibi dürüst,
Erdal Ýnönü gibi beyefendi,
Turgut Özal gibi vizyon sahibi,
Tayyip Erdoðan gibi delikanlý.
- Çok ilginç bir tanýmlama.
- Garip bir þekilde böyle bir adam. Hem konusunda uzman bir doktor. Hem de iþ yapmayý, proje üretmeyi bilen bir insan. CHP gibi partilerde bu vasýflarda böyle biri az görünen biridir. Vizyon sahipliði biraz daha sað partilere özgü algýlanýr bilindiði gibi. Böyle bir illüzyon vardýr. Hoca'da öyle bir þey yok. Sürekli projeler üreten birisi. Çok enerjik, çok halk adamý birisi.
Bak daha ilk tanýþtýðýmýz gündü. Dolaþýrken bir kahvehaneye, manava falan girdi. Ama bunu bize bir poz için falan yapmadý. Gerçek anlamda onlardan biri gibi konuþuyordu. Hiç tepeden bakma, mesafe koyma falan yoktu. Bu sahte bir tevazu falan da deðildi. Hoca'nýn ilginç bir aurasý var.
YALANDAN BELEDÝYE BAÞKANI ADAYI OLMUÞTUM
- Bu ilk temas ve izlenimden sonra, ?Ýþte bu kiþi ile baþarýya ulaþýlabilir? dediniz mi?
- Aynen öyle oldu. Burada bir enerji var dedim. Böyle bir çalýþmayý yürütmek bana zevk verir dedim. Belki kazanamayabiliriz ama çok baþarýlý bir kampanya yürütmüþ oluruz diye düþündüm. Hoca'ya da ilk baþta onu söyledim. Hocam siz 50 yaþýn epey üzerindesiniz. Eþi Gülseren haným da tatlý bir kadýn. ?Bakýn bu seçimin alýnmama ihtimali daha yüksek? dedim. ?Bakýn çevrenizden size çok hava pompalarlar. Yazýk edersiniz. Kalp krizi geçirip ölürsünüz" dedim. Çünkü çok kaptýrýyorlar insanlar.
Benim bundan önceki yerel seçimlerde bir deneyimim var. Ben Kaðýthane Belediye Baþkaný adayý olmuþtum. Ama yalandan. Þirketteki arkadaþlarým öyle diyordu. Ben gelince herkes ayaða kalkýyor, alkýþlýyor, ?Sayýn Baþkaným? diye hitap ediyordu.
- Bir dakika. Sanal bir adaylýk mýydý bu?
- Evet. Tamamiyle sanal bir adaylýk. Ama ben orada çok büyük bir tecrübe edindim. Ben gittiðim yerde arkadaþlar ayaða kalkýyordu. Ben hemen sayýyordum. ?Demokratik, dindar, muhafazakar? falan filan sýralayýp gidiyordum. ?Herkese kaðýt, herkese hane, iþte Kaðýthane? falan diyordum.
En sonunda þöyle bir þey olmaya baþladý. Ben artýk, sokakta yürürken bile çevremdekiler alkýþlýyordu. Arkadaþlar, beni kalabalýk yerlerde de olsa hemen alkýþlýyorlardý. Bir bakýyordum çevredeki insanlar da alkýþlamaya baþlýyorlardý. Ben de herkesi selamlýyordum.
En son seçimlere bir iki gün kala ben þöyle düþünmeye baþlamýþtým: ?Ya þu Kaðýthane deresini nasýl ýslah ederiz ya? demeye baþlamýþtým.
(karþýlýklý gülüþmeler)
Yani siyaset öyle garip bir þey. Tamamen yalan olduðunu bilmeme raðmen ben bile inanmaya baþlamýþtým. Hoca'ya da bu deneyimimi anlattým. ?Aman Hocam, üzerinize çok basýnç olur, kazanamama ihtimalini hep bir kenarda tutun? dedim. ?Yok Ýlsascýðým sen merak etme? dedi. Beni rahatlattý.
Ýþe böyle bir noktada baþladýk. Menderes Türel çok açýk ara önde idi.
MENDERES TÜREL KÝBÝRLÝ TAVÞAN ÝDÝ
- Siz stratejilerinizi neler üzerine kurdunuz?
- Kesin aldýðýmýz kararlardan birisi þu idi: Biz takipçi olmayacaðýz dedik. Reaksiyon veren, cevap veren kiþi olmayacaðýz dedik. Hoca'nýn bazý özellikleri, Antalya'nýn temel sorunlarýna ilaç olacak özelliklerdi.
- Neydi bunlar?
- Bunlarý 3 grupta topladýk. Onlar bazý projeler geliþtirmiþti, ama ben onlardan bazýlarýný öne çýkarttým. Antalya'nýn þöyle bir sorunu var. Ýstanbul'dan sonra Ýzmir ve Ankada'dan bile zengin bir þehri. Olaðanüstü bir doðal zenginliði var. Sadece güneþ ve kumsaldaki birkaç yüz metre ile sýnýrlandýrýlmýþ gibi görünse de arkasýnda mükemmel daðlarý, kaplýcalarý iyi bir havasý ve lojistiði vardý. Bir çok önemli merkeze 2 saat uzaklýkta idi. Altyapý 10 milyon turisti kaldýrabilecek bir þekilde yapýlmýþ. Böyle olaðanüstü farklýlýklarý olan bir þehir, ama yýlýn 7 ayýný boþ geçiriyor.
Sezon bittiði zaman bu þehir ölüyor. Bir tatil kasabasý gibi oluyor ama aslýnda bir þehir bu. Oysa kasaba deðil, büyük bir þehir. Ýnsanlar iþsiz. Çok parasýzlýk var, çok yoksulluk var.
?BAÞBAKAN? DEÐÝL, HEP ?BAÞBAKANIM? DEDÝ
Biz þöyle bir þey düþündük biz. Sezon dýþýndaki 7 ayý 7 tencere diye nitelendirdik. Ortaya 7 tencere koyduk. Hoca insanlara, ?Bu 7 tencereyi dolduracaðýz? dedi. ?Bu da nasýl dolar?? dedi. ?3 tane iþle dolar? dedi.
?Birincisi, Ben Antalya'yý (Gerekirse Baþbakan ile de konuþacaðým, Cumhurbaþkaný ve Türkiye'nin ileri gelenleri ile de konuþaðaðým. Hiç siyaset falan yapmayacaðým) dedi. Bu daha ilk baþtaki konuþma idi.
Bu arada bir ayrýntý paylaþayým. Mustafa Akaydýn hep yanlýþ okunan biri. Ben CHP içinde olup da Tayyip Erdoðan'a ?Baþbakaným? diyen baþka insan görmedim. ?Baþbakan? diyorlar. Hoca, ?Yüzde 47 ile gelmiþse benim de Baþbakaným? diyor. Hoca'nýn aðzýndan, ?Baþbakan? kelimesinin çýktýðýný duymadým. Bizimle konuþurken bile ?Baþbakaným? diye konuþtu hep.
Ýlgili herkesle konuþacaðýný ve burada uluslar arasý saðlýk merkezlerinin kurulmasý için çalýþacaðýný söyledi. Bildiðiniz gibi kendisi de önemli bir týp profesörü. Akdeniz Üniversitesi onun zamanýnda dünyanýn en büyük 5 üniversitesinden birisi haline geldi. ?Ben bunu yaygýnlaþtýracaðým? dedi. ?Özel zincirlerle, dünya saðlýk merkezleri ile konuþacaðým? dedi. McDonald's gibi hastane zincirleri var. Onlarýn baþlarýnda da yine hekimler var. Kendi ülkemizdeki büyük hastane gruplarý var, onlarla da konuþacaðýný söyledi. "Antalya için deðil, yurt dýþýndan gelenler için de Houston gibi bir merkez yapacaðým? dedi. Bunlarý da halka anlattý. Bu dolaylý bir proje idi. Hatta riskli bir projeydi.
ANTALYA ÜNÝVERSÝTE KENTÝ OLACAK
- Bu 7 tencereyi doldurma projelerinden idi deðil mi?
- 7 tencereyi dolduracak 3 projeden biri bu idi. ?Bunu ben yaparým, çünkü ben iþletmeciliði bilen bir týp profesörüyüm ben? dedi. ?Benim iþim bu? dedi. ?Ýkincisi bu hastaneler nereden doktor bulacak, nereden hemþire bulacak, nereden muhasebeci bulacak?? dedi. Bunun çözümünü de ?Ben Antalya'yý üniversite kenti haline getireceðim? dedi.
?Büyükþehir için buradaki üniversite öðrenci sayýsý çok az. Bu sayýyý ikiye üçe katlayacaðým. Yeni üniversiteler açacaðým. Bunun için sermaye saheplerini buraya davet edeceðim. Üniversite þehri olunca da þehir yine kýþýn dolmuþ olacak? dedi.
Burada Hoca'nýn hastane konusunda altýný çizidiði bir þey daha vardý. ?Kýþýn ýlýk olmasý Antalya'nýn en büyük sermayesi? dedi. Düþünün adam Norveç'te kalp ameliyatý oldu. Sigortasý destekliyor. 3 ay boyunca onun yatmasý lazým. Bu 3 ay boyunca eksi 30 derecede yatacaðýna, gelsin burada ameliyat olsun, bisiklete binsin yürüsün, bir ceketle kýþý geçirsin. Ilýk iklimi ve düz bir þehir olmasý en büyük avantajlarýndan.
Ýnsanlarý buraya çekmeyi baþardýðýmýzda bu Antalya için olduð kadar ülkemiz adýna da büyük zenginlik olduðunu anlattý. Sadece gelip bir hafta geçiren turist deðil, hastanelerimize para veren, doktoruna para veren, otel altyapýsýndan istifade edip ona ödeme yapan bir yeni turizm þekli getireceðini söyledi. Çek Cumhuriyeti'nin baþkenti Prag'da yaygýn yapýlýyor bu. Houstoun'da yapýlýyor.
ÇALIÞMA ÞARTLARININ ZORLUÐU ÖLDÜRÜYOR
- Öteki tencereye konulacak proje ne?
- Öteki de þu. 65 yaþ üzerindeki insanlar, dünyanýn en zengin kesimini oluþturuyor. Hoca bu kitleyi Antalya'ya çekeceðini söyledi. Gerontoloji deniyor buna. Hoca bunun kürsüsünü kuran bilim adamý imiþ. ?Ben bu insanlarýn gelmesi için bilinçli projeler geliþtireceðim? dedi.
?Bunlarý yaptýðýmýzda Antalya'nýn kýþlarý da dolmuþ olacak? dedi. Antalya'nýn zaten bir alt yapýsý var. Yazýn 5 ayda o muazzam turist aðýrlýðýný kaldýracak bir altyapýsý zaten var.
Bakýn þehrin sokaklarýnda çok kötü bir þekilde Kürt-Türk çekiþmesi var. Hoca bunun da temel kaynaðýný ve çözüm yolunu söyledi. Kürk çocuklarý yazýn Doðu'dan otellerde çalýþmak için geliyorlar. Çok düþük paralarla çalýþýyorlar. Hatta çalýþma þartlarýnýn zorluðundan çocuklar ölüyorlarmýþ.
Buna karþýlýk da Antalya'nýn yerlisi de ?Kürtler geldi bizim iþlerimizi elimizden aldý? diyorlarmýþ. Antalya'nýn yerlisi, ?Biz 500 liraya çalýþacaktýk, onlar 250-300 liraya çalýþýyor? diyor. Halbu ki ikisi de yoksul insancýklar. Ýki grup da ekmek derdindeki insanlar.
Vahþi turizm sisteminin altýnda insanlar ezilirken birbirleri ile de düþman oluyorlar. Hoca, ?Bunun da çözümü, kentin ve tesislerin 12 ay çalýþmasýnda gizli. O Kürt çocuðu da annesi babasý ile gelsin buradýn insaný olsun. Kentin dokusuna katýlsýn. Herkes 12 ay çalýþýrsa sorun kalmamýþ olur? dedi. Böyle yapýldýðý takdirde kapkaç turizminin olmayacaðýný söyledi.
Böylece þehir de Kuzey Afrika'daki ucuz turizm kenti olmaktan çýkýp, Güney Avrupa'daki zengin varlýklý turizm kendine de faydasý olan turizm þehrine döneceðini anlattý. ?Bunlar bir anda yapýlacak iþler deðil ama ben bunun için çalýþacaðým? dedi.
MENDERES TÜREL BÝZE ÇOK YARDIMCI OLDU
- Bu anlattýðýnýz 3 projeye baktýðýmýzda, sýradan insana kolay anlatýlabilecek projeler deðil. Bunu nasýl baþardýnýz?
- Bakýn bu konuda Menderes Türel bize çok yardýmcý oldu. Menderes Türel için ben Hoca'ya ?Kibirli Tavþan? dedim. Bildiðiniz tavþan-kaplumbaða hikayesini. Tavþan kendine güvenir ve aðacýn altýnda yatar, kaplumbaða ise hemen yola koyulur. Sonunda kaplumbaða tavþaný geçer hedefine ulaþýr. Menderes Türel, sadece Ýstanbul ve Ankara'daki trürbünlere oynadý. Antalya'da kendini ifade edemeyen bir havasý vardý. Þehrin içinde kendini çok ifade edemiyordu.
Antalya için AK Parti tarafýndan bakan bir arkadaþým þöyle bir þay söyledi. Ne Menderes Türel baþarýsýz diyor, ne Hoca'ya baþarýlý diyor. Ben de kendine, ?O baþarýsýz deðilse, bu baþarýlý deðilse ne oldu?? dedim. Birinin artýlarýnýn ötekinin eksilerinin olmasý gerekiyor.
Elimize büyük kozlar verdi. Ellerinydeki reklam olanaklarý çok yüksekti. Golf sahalarý yaptýracaðýný anlatan reklam panolarý yaptýrmýþlar. Ama ben sokaklarda dolaþýyorum insanlar açlýktan kývranýyor.
Ben de buna karþý koydum bir tane Trabzon ekmeði. ?Dersiniz golf sahasý mý yoksa bu mu?? diye sordum. Bir ilan hazýrladým. ?Golf meraklýlarý kime oy vereceklerini biliyorlar. Ekmek derdinde olanlar Hoca'ya kulak versin? diye. Bu ilanýn panolarda görülmesiyle birlikte Antalya'da bir infal oluþtu. Bu açýk hava ilaný, Hoca'nýn sözlerinin daha dikkatle dinlenmesini saðladý.
Bize Menderes Türel gibi Baþbakanýmýz da çok yardýmcý oldu. Gaziantep'te bir konuþma yaptý. Bizim sloganýmýz ?Yaparsa Hoca yapar? idi. Erdoðan o zamana kadar belediye baþkan adaylarý ile ilgili pek bir þey söylememiþ idi. Bir iki kez Kemal Kýlýçdaroðlu ile ilgili laflar etmiþti. Onun dýþýndaki söz düellosu bütünüyle Erdoðan ile Baykal arasýnda geçiyor idi.
Ýkinci þehir Ankara, üçüncü þehir Ýzmir, dördüncü þehir Adana iken birden bire þöyle bir konuþma yaptý:
?Yaparsa Hoca yaparmýþ, nasýl yapacaðýn hep birlikte göreveðiz bakalým? dedi. Erdoðan bunu der demez biz ertesi gün þöyle bir ilan yaptýk:
?Baþbakaným kýzma mutlu ol. Bu kadar fakirin karný doyacak, bu kadar iþsiz iþ bulacak. Sen bu ülkenin Baþbakanýsýz. Bu projelerden senin de mutlu olman gerekir.?
Bu ilan da öteki gibi þehri bir çalkaladý.
HOCA HEP GECEKONDULARDA ÇALIÞTI
Hoca çok çalýþtý. Hiç boþ durmadý. Hep gecekondularda iþ yaptý. Zengin mahallelerine nerede ise hiç uðramadý bile. Hatta böyle yaptýðý için ciddi eleþtiriler aldý. ?Yaparsa Hoca yapar? sloganý, kemikleþmiþ CHP'liler tarafýndan büyük eleþtiri aldý. ?Hoca da ne demekmiþ. Cami Hocasý mý bu? diye. Hoca bunlarýn hiçbirini dinlemedi.
Aslýnda bu kampanya biraz bildiðimiz anlamdaki CHP'ye ve CHP'lilere karþý da yapýldý.
- Anlaþýlan biraz CHP'yi de karþýnýza aldýnýz siz.
- Evet aynen öyle yürütüldü bu kampanya. Öyle idi ama bu konumlandýrmayý CHP için büyük bir þans olarak gören az sayýda çok fedakar CHP'li gençler de vardý. Bunlar hem Hoca'yý hem beni içerden gelen eleþtirilere karþý korudular. Hoca'ya karþý bu tür eleþtiriler yapýlýyordu. Bana karþý da ?Bu adam Ýstanbul'dan geldi. Buranýn durumunu ne bilir?? diye çok eleþtiri yöneltiliyordu bana. Beni hem Hoca, hem bu arkadaþlar çok korudu.
ÝSTANBUL'DA DA AK PARTÝLÝ TEVFÝK GÖKSU ÝÇÝN ÇALIÞTIM
- Ben tekrar Menderes Türel'in size nasýl destek verdiði noktasýna dönüp ayrýntý soracaðým. Size kullanabileceðiniz ne tür malzemeler verdi?
- Ýstanbul'da AK Partililer Üsküdar'da þöyle bir ilan asmýþlardý: Monþerlerin sonu geldi, ya da monþerler kazanamayacak gibi bir ilandý bu. Üskadar'daki bu tanýmla, Antalya'daki durum tam tersi idi. Antalya'da halk adamý, yani Tayyip Bey gibi olan insan, sokaklarý kahveleri dolaþan insan Mustafa Akaydýn idi, monþer ise Menderes Türel idi.
Menderes Bey halkýn yoksul olduðunu pek anlamadý. Böyle bir yoksulluðun varlýðýný dahi kabul etmedi. Ya da kendini pek anlýyormuþ gibi göstermedi hiçbir zaman. Ýþin garibi sadece seçim kampanyasýnda deðil, seçimler öncesinde de ayný þekilde imiþ. Halk adamý görünme gibi bir tutum da hiç takýnmadý.
Bu zannedersem AK Parti içinde de eleþtiriliyordu. Hani her partide delikanlý insanlar olur. Onlar partiden bir menfaat beklemeden ülke için çalýþtýðýný düþünür. Menderes Bey'in o çocuklarla arasý da yoktu. Gördüðüm kadarý ile o insanlarýn da bazý þeyleri yapmak için elleri gitimiyordu.
Örneðin ben Ýstanbul'da Esenler'de de AK Parti adayý Tevfik Göksu'ya yardýmcý oldum. Benim için parti ayýrýmý yok. Ben temel olarak bir iki kriterim var. Onun dýþýnda iyi olduðunu düþündüðüm herkesle çalýþýrým. Sigara ve içki reklamý yapmam sadece.
- Anladýðým kadarýyla sizin kampanyada kullandýðýnýz malzemelerin üç temeli vardý. Baþbakan Erdoðan'ýn söyledikleri, Menderes Türel'in ?kibirli tavþan? pozisyonu ve Mustafa Akaydýn'ýn kiþiliðinin getirdiði avantajlar. Doðru mu?
- Tayyip Bey'inki çok etkili deðildi. Son bir iki hafta kala oldu. O bir esas oluþturmadý, sadece bir renk kattý. Bir baþka nokta da Adalet Bakaný Mehmet Ali Þahin, o talihsiz açýklamayý Antalya'da yaptý. Bildiðiniz gibi Mehmet Ali Þahin, kabinedeki belediyecilik deneyimi olan az sayýdaki bakandan birisi idi. O da Antalya'da bir tuhaflýk olduðunu anlamaya baþlamýþtý sanýyorum. Bence talihsiz sözleri adamcaðýzýn aðzýndan bir þekilde çýkýverdi. Bu seçim kampanyasý 10 yýl sonra hatýrlandýðýnda Adalet Bakaný Þahin'in ?Bizden olmayana para yok? þeklinde algýlanan sözleri akla gelecek.
Antalya'da yaþananlarý Ýstanbul'daki Ankara'daki gazeteciler ve siyasetçilerin anlamasý çok kolay deðil. Ben gitmemiþ ve orada olmamýþ olsam ben de anlamamýþ olurdum.
YÜZDE 47 RAKAMIYLA GELEN ÝKÝLEM
- Menderes Türel'in anketlerde görülen yüzde 50-60 oy oranlarýnýn deðiþmekte olduðunu ne zaman fark ettiniz?
- Bir kez Mustafa Akaydýn adýnýn çýkmasý ile iþin deðiþebileceði ortaya çýkmýþtý. Mustafa Akaydýn Antalya'da çok tanýnan ve sevilen bir doktor idi. Doðrudan insan saðlýðýna katkýda bulunmak bildiðiniz gibi çok kutsal bir iþ. Bu bütün dünyada da böyle. Üstelik bunlar karý-koca doktorlar.
Mustafa Bey'i ve eþini CHP içinde de ayýrýn. Bir kere fakirleri gözeten kollayan bir yaklaþýmlarý olmuþ bugüne kadar. Gerçek bir sosyalistler, sosyaldemokratlar. Ýhtiyacý olanlarý hiç sigortasýna falan bakmadar ameliyat etmiþler. Bunlarý bir beklenti ile yapmamýþlar, iki idealist genç gibi yapmýþlar.
Bunlardan dolayý, dýþardan görünmeyen ama içerde etkili bir altyapý vardý. Ýstanbul ve Ankara'dan bambaþka resimler görünüyordu.
Yüzde 47 çok garip bir ikilem. AK Parti yüzde 47 oy aldý iktidar oldu, Akaydýn yüzde 47 oy aldý ama rektörlüðe atanmadý. Seçilip atanmamasýnýn da Antalya'da bir maðdur havasý oluþmuþtu.
Beni en çok heyecanlarýdan bunlar idi. Burada bir cevher olduðunu görüyordum. Ama beni baþlarda endiþelendiren bütün bunlarý iki ayda nasýl halka anlatabileceðim korkusu idi. Çünkü sokaktaki adamýn bunlardan pek haberi yoktu.
Mustafa Akaydýn adýný biz yaydýkça, hizmetlerini ve projelerini anlattýkça iþ deðiþmeye baþladý. Son iki hafta kala ben baþa baþ bir noktaya geldiklerini fark ettim. O sýrada yaptýrýlan araþtýrma sonuçlarý da Türel ve Akaydýn'ýn yaklaþtýklarýný gösteriyordu.
En son araþtýrma seçime 10 gün kala yapýldý. Daha sonra yapýlmadý. Tablo þöyle idi, birisi hýzla iniyordu, öteki hýzla çýkýyordu. her þeyi net görmüyorsunuz tabii. Ýnsanlar son anda tercihlerini deðiþtirebiliyordu.
Bizim son haftadaki seçim kampanyamýz çok etkili oldu benim gördüðüm.
OY VERMEYECEK OLANA DA TEÞEKKÜR ETTÝ
- Bu son haftada neler yaptýnýz?
- Bildiðiniz gibi gerilim çok yüksekti. Bütün Türkiye'de gerilim çok týrmanmýþtý. Bu gerilim içinde biz son hafta þöyle reklamlar çýktýk. Biz pazartesi günü küçük bir oðlan çocuðu koyduk. Çocuk, ?Teþekkür ederim anneciðim? diyordu. Küçük bir kýz çocuðu koyduk, ?Teþekkür ederim babacýðým? diyordu. Bir baþka çocuk, ?Teþekkür ederim, aðabeyciðim, ablacýðým? diyordu.
Ve altýnda þu ifade yazýyordu. ?Bu Pazar oy kullanamayanlar için oy kullanacaksýnýz? Hiç seçim vaadi falan yoktu. Þehirdeki panolarda sadece bu resimler ve bu ifadeler vardý. Tabii bir de Mustafa Akaydýn ve CHP'nin logosu vardý.
Bu insanlarý çok etkiledi. Son iki üç gün ise Hoca kendi adýna bir ilan verdi. Orada CHP logosu da yoktu. O da çok iyi bir metindi. Akaydýn o ilanda herkese teþekkür etti. ?AK Parti'ye oy verecek kardeþlerim dahil herkese teþekkür ediyorum? dedi.
Seçim kampanyasý boyunca alttan çok yýpratýcý sözler söylendi. Ýftiralar ortalýk yerde dolaþýp duruyordu, Hoca, ?Onlarý da affediyorum? dedi. "Allah'a çok þükür bu kadar iyi insanlarla bir aradayým? dedi. Ýçinden gelen duygularýný paylaþtýðý bir ilan idi bu. Aþýklarýn döktürmesi gibi bir yazý idi. Çok zarif ifadeler vardý.
- Mustafa Bey bu yazýyý kendi mi kaleme aldý?
- Evet kendi yazdý. Biz sadece bazý ifadeleri nasýl vurgulu hale getirebiliriz konusunda yardýmcý olduk. Bu teþekkür metni de çok etkili oldu. Hoca çok çalýþtý. Hergün deliler gibi çalýþýyordu. Yüzlerce kilometre yol yaptý. Bir tek bu ilanlarla deðil tabii. En çok da birebir temas kurdu insanlarla. Ýnsanlarýn kendini tanýmasýný saðladý. Herkese gitti, tokalaþtý, göz temasý kurdu. En ücra mahallere en çok önemi verdi.
Ben hep yaþadýðým þu örneði veriyorum.
Seçimlerden sonra Antalya'nýn yoksul mahallelerinden Kepez'de yaþlý bir adamla karþýlaþtýk. Adamla konuþtuk. Adam þunu anlattý:
?Biz babadan bu yana Demokrat Partiliyiz. Menderesçi olarak biline geldik. Benim ilk oy kullandýðým kiþi Adnan Menderes oldu. Sonrasýnda Demirel, Özal ve Tayyip Erdoðan'a oy verdim. Bugüne kadar oylarýmýz hep Erdoðan'a gitti. Yerelde de genelde de böyle oldu.
Ama bu kez bir baþka þey oldu. Biz ailece bir karar almadýk. Üstelik kendi aramýzda da þuna verelim diye hiçbir þey konuþmadýk. Üstelik AK Parti'nin bir çok hayrýný da gördük. Fakat bu kez ne oldu bilmiyorum, hepimizin Hoca'ya verdiðini fark ettik. Neden oy verdiðimizi bilmiyorum ama böyle oldu. Fakat bana bir ay önce CHP'ye oy ver deselerdi ?Haydi caným sen de' derdim.
Bu örnekte olduðu gibi, þehir büyülendi adeta.
- Bir konuyu paylaþayým sizinle. AK Parti'nin Antalya'da kaybetmesi birileri için sürprizdi. Ama ben yýlbaþý öncesinde Antalya'ya gitmiþtim. Genel Sekreter Yardýmcýsý Deniz Köken, ?Endiþeliyim? demiþti. Özellikle otobüslerde kullanýlan Ankkart'ýn ortaya çýkardýðý rahatsýzlýklarý hatýrlattý.
- Bu Antkart aslýnda iyi bir proje. Ama Menderes Türel bunu anlatamadý. 4 tam sayfa ilan verdi. Ben satýr satýr okudum. Ama anladýðýmý söylesem gerçeði gizlemiþ olurum. Ben kitap okumayý seven biriyim, okumak iþimin bir parçasý olmasýna raðmen bu ilaný bitiremedim. Ýnsanlara Antkart'ý anlatmak mümkündü. ?Bugüne kadar çileleri çektik, bundan sonra meyvelerini yiyeceðiz? diyebilirdi.
Büyük bütçeler kullandý ama hedefe yönelik bir þey yapmadý. Bizim yaptýðýmýz doðrularýn yaný sýra rakibimizde yapýlan yanlýþlýklar da iþimizi kolaylaþtýrdý.
- Þimdi seçimler bitti. Antalya ve Baþkan Mustafa Akaydýn ile çalýþmaya devam edecek misiniz?
- Mustafa Bey bizimle çalýþmak istiyor. Beni reklamcýlýðýn ötesinde yanýnda varlýðýný hissettiði bir danýþman gibi görmek istiyor. Özellikle yukarýda bahsettiðim uluslar arasý boyutu olan projelerin aþamalarýnda beraber olmak istiyor.
- Ýlyas Bey'in CV'sine baktýðýmýzda neler var?
- Ben 20 yýldýr reklamcýlýk yapýyorum. Gýrgýr, Fýrt dergilerinde yazarlýk yaptým. Reklamcýlar beni daha 20 yaþýnda alýp aralarýna kattýlar.
- Yazar Jacques Seguela "Anneme Reklamcý Olduðumu Söylemeyin... O Beni Genelevde Piyanist Sanýyor!" dediði gibi sizi kötü yola düþürdüler anlaþýlan.
- Aynen öyle oldu. Ben reklamcý olmak istemedim. Olmamak için çaba harcadým. Reklamcýlýðýn insana verdiði þöyle bir güç var. Ben kitap da yazýyordum. Bildiðiniz gibi kitaplar kelimeleri yaymak üzere yazýlýr. Reklamcýlýk ise kelimeleri daraltmak üzeredir. Bana daha az þeyler söyleyerek daha öz þeyler ifade etmeyi öðretti.
haber7